Dosdoğru Ol…

Bir ayet geldi yüce dergahtan;sana emredildiği üzere dosdoğru ol!…
…ve bir ürpertici bir hadis peygamber efendimizden;Müslüman kardeşini aldatan,kandıran yalan söyleyen bizden değildir…ve bir tane daha;Müslüman,elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği kimsedir…
Dosdoğru ol ,yalan söyleme,kimseye zarar verme ve kandırma…Müslümanlığın özü budur değerli dostlar.(ibadetler müstesna)
Şimdi herkes;kendine,eşine dostuna ve etrafına bir baksın(bana da bakın bu arada)bu tarife uyuyor muyuz.Kendi adıma söylüyorum,yeminle uymuyoruz…İş yapıyoruz ama sahtekarlıkla beraber,ticaretle uğraşıyoruz ama yalanın bini bir para,bir yerlerde çalışıyoruz ama çalışma saatlerine ve kurallarına uymuyoruz,siyaset yapıyoruz ama kandırıyoruz,camide yan yana namaza durup secde ediyoruz ama o kardeşimize iftira ve ihanet ediyoruz,yemin ediyoruz ama sözümüzde durmuyoruz ve ahde vefa göstermiyoruz,vesaire vesaire…nasıl Müslümanlık bu!
Bir yerlerde yanlışlık var,bir yerlerde sıkıntı dostlar.Kalpler sıkıntılı,vicdanlar kararmış,beyinlerde tilkiler cirit atıyor,herkeste bir uğraş ama gözler kardeşinin yerinde,hiç kimse hakkına razı değil,istekler ve arzular bitmiyor,doyumsuzluk bedenleri sarmış,ruhlar anlamsızca daralıyor,en ufak bir hatada köprüler atılıyor,dostluk,akrabalık,arkadaşlık bağları pamuk ipliğine bağlanmış,milli ve manevi duygular tozlu raflarda;fe eyne tezhebun(bu gidiş nereye) dostlar…
Yüce Allah,Hz İbrahim ateşe atıldığında,ateşe zaten yakma,soğuk ve selamette ol emrini vermişti.Lakin;O sırada karınca ufacık ağzınla söndürmek için su taşıyordu,kertenkele ise alev artsın diye üflüyordu.Acaba, karınca gibi su taşıyan tarafında mıyız? yoksa kertenkele gibi üfleyenlerden miyiz? İşte bütün mesele bu;hangi taraftayız? Doğrunun yanında,yanlışın karşısında…
Hülasa;
Asrı Saadette değiliz bilirim.Peygamber (s.a.v) efendimizle gitti güzel günler ki;neredeyse ashap, hz. Ömer müdahale etmeseydi,belki de halife seçmeyecekti sadık dost,ve yol arkadaşı hz. Ebu Bekir’i…Ama bizler onun izinden gitmeye çalışan ümmet değil miyiz?ne gerek var yamulmaya ve de bükülmeye?
Geçen günler,ömür takviminden düşen yapraklar gibidir.Her gün biraz daha yaklaşıyoruz yüce huzura.O huzurda,tek tek anlatmaya ne hacet; zaten sen bilirsin Allah’ım yaptıklarımızı ama ben hiçbir kardeşimi kandırmadım ve yalan söylemedim,diyebilmektir marifet…
Kalın sağlık ve huzurla…